Bu başlık tam olarak orospu çocuğunun tanımıdır. Senin yakın zamanda acılar içinde gebereceğine ilahi adalete itimadım sayesinde inanıyorum da piç kurusu, insan müsveddesi lanet, o çocuk ne olacak? O çocuk hayatı boyunca atabilecek mi o izleri? Geceleri otuz yaşına da gelse ağlayarak uyanmayacak mı? intiharın eşiğinden dönmeyecek mi? Hatta Allah korusun intihar etmeyecek mi? Hayatı boyunca senden intikam almak için hayaller kurmayacak mı? Ahiretin varlığına sırf bu yüzden inanmak istemeyecek mi seninle hesaplaşabilmek için? Geber, diril milyon kere geber.

Basel, shakhtar, sevilla üçlüsünden biri gelirse beşiktaş’ın bir şekilde eleyeceği; chelsea gelirse şansını sonuna kadar zorlayacağı; diğerleri gelirse sıçıp batıracağı kura çekimi.
Şimdiden söyleyeyim
Ya shakhtar
Ya sevilla.

Hata benim, günah benim, suç benim.

istemem bahçemde ötsün bülbüller
Benim gonca gülüm solduktan keri.

istemem, evet.
Huzur isterim bir yalnız

Herifin biri de sahiden inanıp yazmış filan üstelik tüy dikmiş.
Astra turbo arabam var diye
Astra
Hem de turbo
Turbolu astra
Söylemiş miydim?
Turbo.
Hemi de öğretmen.
Turbo öğretmen

hudutları aşmayı seviyor insan,
ayak basmayı yabancı topraklara.
şaşırmamak lazım zaten
ne olsa da anamız havva, babamız adem.

d. ivanovic

Bozlak kültürüne, abdal kafasına meraklı biri olarak bilmeyenlere de sahi sanatın safi sevginin anlatıldığı bozlakları tavsiye etmek isterim

Bugünün bozlağı: yar yoluna canını veren aşıklar

Neşet ertaş, ali şahin, tufan altaş söylemiş.
Neşet’imden dinlemenizi tavsiye ederim.
Ali şahin henüz 13 yaşlarındayken harika bir performansı var.
Dinleyen ya da bilenlerin fikirleri mühim.

kapalı kaynar tencerem bilinmez
Et mi pişer; dert mi pişer. b.necatigil

sen hala çok şükür ki seksen olmana rağmen yaşamdasın.
biz küçükken birkaç defa sana babaanne demek istedik falan ama “ah guzum ben bilmem öyle şey biz ebeyi biliyoz sen de bana ebe de yeşil gözüne gurban olduğum” dedin ben o andan şu ana kadar sana hiç babaanne demedim.
seninle 25yıl komşu olarak yaşayıp mahalle maçlarından sonra çeyrek ekmek, bir domates, üç biber, iki salatalık ve bir bardaklık suyunla doyduğum o müthiş anlar unutulmazdı.
ben bu yazıyı sana yazdım. benim bir teorim var: “ben ölümden sonrasına inanırım ve benim ebem gidemezse cennete ben şahsen boku yedim.”
yaptığı ölü doğumları, gördüğü zor yaşam koşullarını her anlatışında gözünün yaşlarını yazmasına silen, okuma-yazmasız güzel ebem. Sen hep dua et bize, ben hala galatasaray mağlupken sana “nolur bi konuş allah’la” diyeyim çocukluğumdaki gibi
sen çok yaşa.

Akşamları karargahında Almanca öğrenmeye çalışan, namık kemal ve tevfik fikret şiirlerini tahlil eden ve yorumlayan, ince ruhlu bir adamdan bahsediyoruz.
Şimdi oooooowwwwww kemaliiiiiissssttt diyenlere selam ederim.
Evet, darbe yapmıştır. Kime darbe yapmıştır? Neye darbe yapmıştır? Olmayan yönetime mi? Yoksa darbe değil de başkaldırı mı yönetmiştir?
Çok okuyan bir adam değilim fiyaka yapmaya gerek yok fakat ulan arkadaş aç iki tane kitap oku. Ne bileyim Şevket Süreyya oku, falih rıfkı oku. Oku yani anladın mı? Oku.

eğer 6 şampiyonluk ve türk futbol tarihinin en büyük başarılarının altında imzası varsa bu insanın gayet olabilecek bir takımdır. kaaresma isimli keratayı kırmızı kart gördü diye alkışlayan takım taraftarının vizyonsuzluk olarak görmesi tabiidir. gelsin de öttürecek hepinizi burada.

Çamur- sergüzeşt.

Bu sözlükte yazar olarak henüz fazlasıyla yeniyim.
Yıllardır, hatırlayamayacağım kadar uzun bir süredir de sıkı bir ekşi okuyucusuyum.
30 yasındayım, öğretmenim.
Bir ara “ulan ben de sözlükte yazayım.” Dedim ve açıkçası hiç takip etmediğim uludağ yazarı oldum.
Nihayetinde şunu gördüm ki uludağ içinde fazlasıyla faşist, iki kelam kitap okumayıp sadece kendi zihniyetinde basın yayını takip eden, memleketin illa siyasi olmasına gerek yok sosyal meselelerinde, kültürel meselelerinde hiçbir yorumu olmayıp açık haliyle stres atmaya gelmiş, gelmişken de belki kız düşürürüm inancına kapılmış leş gibi sadece küfreden be hor gören insanlarlar cirit atıyor. Üstelik bu insanlar, ihtiyaç duyulduğunda bir başlık yazılıp google’da aratıldığında fikir sahibi yönlendirici kimse sıfatıyla klavye başında yalandan entel veya yalandan vatanperver, yalandan müslüman, yalandan bir şeylerci olarak karşımıza çıkabiliyor. Yanlış biliyorsam düzeltilsin burası türkiye’nin en çok okunan ikinci sözlüğü.
Tipik özelliklerini bilmem de ekseri özelliklerini söylemek gerekirse:
Cahil,
Dayatmacı,
Okumayan,
Üretmeyen,
Basit,
Bir masada karşı karşıya oturup bir çay söyleyip akla gelen ilk konuda konuşmak istesen eli ayağına dolaşıp dudakları kuruyacak, sonra da sinirlenip parmak sallayıp “bu böyle aslanım işine gelirse” deyip uzayacak ezik sivilceli, küçük dünyalı insan özelliğidir.

Yalnız olduğunu bilmek, kendi kederinden kendin dahi sıkılmak ki bir başkasıyla paylaşma dermanı bile bulamamakla devam eder.

Birçok insan aptal olmalarından, sadece iç Anadolulu olmalarından, ekseriyesinin cahil olmasından, klasik muhafazalar sağ fraksiyondan olmalarından tutun da bıyığına kadar, nota bilememesinden tutun da eğitim seviyelerinin düşük olmalarına kadar değinmiş. Hatta etnik kökene bile kesin tespitlerde bulunmuş.
Doğduğunda adının kulağına söylemesinden sonra işittiği ilk seslerden biri Neşet Ertaş’ın sesi olan biri olarak şunu net söyleyebilirim: Bu kişiler bu adamın hayat felsefesini hiç ama hiç anlamamışlar.
Neşet Ertaş, sevgidir, sevdadır, ezilmişlik, insana saygı, emeğin hırsızlığına tepki, iyi insan olmanın meselesidir. Bilinen üç beş türküsüyle yapılan yavan yorumları tersine çıkarmak için tüm saydığım bu niteliklere hemen türkü adı verebilirim.
Aleyna Tilki fanlarının sevmemesi kabildir, itirazım yok. Ama gerçekten müziği, özgünlüğü seven, Jimi Hendix ya da Sabahat Akkiraz seven kimse zaten üstada saygı duyar. Üstelik Neşet Ertaş’ın her kesimden, istisnasız her ekonomik ve sosyal kesimden ciddi bir hayran kitlesi vardır.

Kesinlikle iyi niyetli; orantısız güce sahip futbolcu. insanlığından şüphe etmek taraflı yorum olacaktır.

Birilerinin eleştirmek için tepemde beklemediği bir hayat. Evet, ben olmak istiyorum; çünkü ben kötü bir adam değil.

Kazanmak için değil puan koparabilmek için sahaya çıkmış bir galatasaray’dan bahsetmek zorunda olduğumuz maç.
Bu maç üzerinden birçok şey söylenebilir:

1. Galatasaray ve beşiktaş arasında ciddi bir kadro, teknik adam ve motivasyon farkı var.

2. Galatasaray, bu maçı kazanamayacağını bilerek inönü çimlerine çıkmış.

3. Galatasaray’ın skora tesir edebilecek bir teknik adamı asla yok. Bunu denayer linnes değişikliğinden çıkarabiliriz.

4. Beşiktaş, “ben şl oynuyorum lig şöyle dursun onu zaten hallederim kafasındaydı.” Bunu da pekala kanıtladı.

5. Beşiktaş’ın oyun planı varken galatasaray’ın asla bir planı, “ben de onları buradan yerim.” Dediği bir bölüm yoktu.

6. Bir 90dk daha oynansaydı galatasaray gol gene atamaz 9-0 falan bitebilecek bir maçtı.

7. Muslera’ya suç bulmak yanlış; her türlü o goller yenecekti ki muslera kendini affettirmek için mesela oğuzhan’ın pozisyonunda nadir görülen bir refleks ve öngörü gösterdi.

8. Bir galatasaraylı olarak çözüm üzgünüm ama terim’in bu takımın başına gelmesi olacaktır. Bugün herkesin ayarsız diye eleştirdiği n’diaye seviye atlayabilir mesela.

Birçok insan aptal olmalarından, sadece iç Anadolulu olmalarından, ekseriyesinin cahil olmasından, klasik muhafazalar sağ fraksiyondan olmalarından tutun da bıyığına kadar, nota bilememesinden tutun da eğitim seviyelerinin düşük olmalarına kadar değinmiş. Hatta etnik kökene bile kesin tespitlerde bulunmuş.
Doğduğunda adının kulağına söylemesinden sonra işittiği ilk seslerden biri Neşet Ertaş’ın sesi olan biri olarak şunu net söyleyebilirim: Bu kişiler bu adamın hayat felsefesini hiç ama hiç anlamamışlar.
Neşet Ertaş, sevgidir, sevdadır, ezilmişlik, insana saygı, emeğin hırsızlığına tepki, iyi insan olmanın meselesidir. Bilinen üç beş türküsüyle yapılan yavan yorumları tersine çıkarmak için tüm saydığım bu niteliklere hemen türkü adı verebilirim.
Aleyna Tilki fanlarının sevmemesi kabildir, itirazım yok. Ama gerçekten müziği, özgünlüğü seven, Jimi Hendix ya da Sabahat Akkiraz seven kimse zaten üstada saygı duyar. Üstelik Neşet Ertaş’ın her kesimden, istisnasız her ekonomik ve sosyal kesimden ciddi bir hayran kitlesi vardır.

Baz modeli olan 1.2 tsi motorlu 105beygirlik versiyonu 87.400 tl den satışta olan Alman otomobili.